KADINDA KISIRLIK (İNFERTİLİTE) ve TEDAVİSİ
Ülkemizde kendi arzusuyla çocuğu olmayan çiftlerin (infertil çiftlerin) oranı %15-20'dir. Bunların % 50'si kadın faktörlüdür. Infertilitede, kadından kaynaklanan problemler şöyle sıralanabilir;
Yumurtlama (ovülasyon) bozuklukları
Her ay bir yumurta üretmesi gereken yumurtalığın yumurta üretmemesi veya doğru üretmemesi ya da bazen üretip bazen üretmemesi olgularıdır. Normal koşullarda her ay yumurtalıklardaki gelişmemiş yumurtalardan bir tanesi gelişip büyür ve olgunlaşarak yumurtalıklardan atılır. Anovulasyon yumurtlamanın gerçekleşmemesidir. Adet düzensizlikleri ve infertilitenin en önemli nedeni anovülasyondur. Adet görülmesine rağmen yumurtlama gerçekleşmeyebilir. Adetlerin düzensiz, seyrek olması durumları veya hiç görülmemesi durumunda yumurtlama bozukluğu hemen akla gelmektedir. Ancak çok düzenli adet gören kişilerde de yumurtlama bozukluğuna rastlanabilir.
Yumurtlama bozuklukları 4 grupta incelenebilir:
Yumurtalıkları uyrıp yumurtlamayı indükleyen hormonların eksikliği durumu.
Daha çok seyrek adet görme durumunda ortaya çıkan bu durumda yumurtlanamayan yumurta folikülleri yumurtalıklarda birçok kistik yapı oluşturur. Seyrek adet görme, ilaç kullanmadan adet görememe ve kıllanma gibi belirtileri vardır. İlaçla tedaviye yanıt alınamayan durumlarda laparoskopi ile yumurtalıklara koterizasyon işlemi yapılması durumunda yine yumurtlama sağlanabilir.
Bu grubu erken menopoz hastaları oluşturmaktadır. Bu hastalarda tüp bebek tedavisi de yumurtayı uyarıcı ilaçların tümü de başarısız olacaktır. Bu gruptaki hastaların çocuk sahibi olabilmelerinin tek yolu Yumurta Donasyonu işlemlerini gerçekleştirmeleridir.
Bu grup hastalar ise süt salgılayıcı hormon olan prolaktin hormonunun yüksek olması ile karakterizedirler. Bu durum Hiperprolaktinemi olarak adlandırılmaktadır. Prolaktin fazlası yumurtlamayı engellemektedir ancak hormon seviyesini düşürücü ilaçların kullanımıyla yumurtlama çoğu zaman geri kazanılabilmektedir.
Yumurtalık kanallarının tıkanması
İnfertilite olgularının yaklaşık %35'ini oluştururlar. Tüplerin kısmen veya tamamen tıkalı ya da yapışık olmaları durumunda sperm ve yumurtanın buluşması engellenmiş olacağından, gebelik elde edilemeyecektir. Tüplerdeki bu hasarlar bazı iltihabik hastalıklar, endometriyozis, tüberküloz, önceden geçirilmiş enfeksiyon veya ameliyat gibi çeşitli durumlara bağlı olarak ortaya çıkabilir. Tüplerindeki hasarlar nedeni ile çocuğu olamayan aileler tüp bebek yöntemiyle rahatlıkla çocuk sahibi olabilmektedirler.
Rahim içi yapışıklıklar
Geçirilen kürtaj veya rahim ameliyatı veya verem sonrası rahim içinde yapışıklıklar meydana gelebilir . rahimde saptanabilecek normal dışı durumlarda; yapışıklık, polip, miyom veya doğuştan varolan perde durumları histeroskopi esnasında düzeltilebilir.
Endometriozis
Rahi iç tabakasına endometriyum denmektedir. Endometriyozis ise endometriyum tabakasının rahim dışında, özellikle yumurtalıklarda, karın iç zarında nadiren de vücudun diğe bölgelerinde de bulubması durumudur. Yumurtalıklarda bulunan endometriyozis kistleri içeriklerinin kahverengi olmasından dolayı Çikolata Kistleri olarak adlandırılır. Endometriyozisin en belirgin belirtileri adet dönemlerinde ve cinsel temas esnasında ağrı, gebe kalmakta güçlük yaşanmasıdır. Günümüzde laparaskopik ameliyatla tedavisi mümkündür. Tedavi edildikten sonra 1 yıl boyunca gebe kalınamazsa tüp bebek tedavisi uygulanmalıdır.
Antisperm Antikorları
Antisperm antikorlar gerek kadında gerekse erkekte bulunabilir. Bu maddeler serumda veya rahim ağzında saptanabilir. Antisperm antikorlar spermle yumurtanın birleşmesini engelleyebilir, spermlerin hareketini bozabilir veya döllenen yumurtanın gelişimini engelleyebilir. Antisperm antikoru pozitif olan hastalarda ilk aşama olarak aşılama yani intrauterin inseminasyon uygulanır. Başarılı olunamadığı durumlarda ise tüp bebek yöntemi uygulanır. Bu yöntemlerle spermin rahim ağzından geçebilmesi gerekmediği için gebelik elde edilebilecektir.
İleri kadın yaşı
Kadın yaşı ilerledikçe yumurtlama sıklığı azalmakta yumurtlanan yumurtaların kalitesi ise düşmektedir. 40 yaştan itibaren adet düzenli olsa bile gebelik oranları oldukça düşmektedir.